Ayıplı araç, günümüzde tüketicilerin sıklıkla karşılaştığı bir durumdur. Tüketiciler, edindikleri sıfır veya ikinci el araçlarda istenmeyen durumlarla karşılaşabilirler. Aracın kişiye sağlayacağı yararlar, ayıp dolayısıyla azalır. Tüketiciler özellikle ikinci el araç edinimlerinde dikkatli olmalıdır. İkinci el araçlarda tüketiciler, alanında uzman kişilere başvurur. Böylece araçtaki ayıbın satım işlemi sırasında belirlenmesi amaçlanır. Tüketiciler her ne kadar önlemlere başvursa da ayıpların sonradan ortaya çıkması mümkündür. Bu halde tüketicilere yasal seçimlik haklar tanınmıştır. Tüketiciler, satıcıdan ayıbın giderilmesi talep edebilecektir. Ayıp giderilmediği takdirde dava yoluyla haklarını koruyabilirler.
İzmir Ayıplı Araçlarda Tüketici Hakları Nelerdir?
Ayıplı araçlarda tüketici hakları, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında düzenlenmiştir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11.maddesi, tüketicinin seçimlik haklarına ilişkindir. Tüketici, malın ayıplı olduğunu anladığı takdirde seçimlik haklarını kullanabilecektir. Tüketicinin talebi, satıcı tarafından yerine getirilecektir. Bu husus satıcıya ait bir yükümlülüktür. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca tüketicinin seçimlik hakları,
• Ayıplı satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirmek suretiyle sözleşmeden dönme,
• Satılanı alıkoyarak ayıp oranında satış bedeli indirimi talep etme,
• Masraflar satıcıya yüklenecek şekilde satılanın ücretsiz onarımını talep etme
• İmkan dahilinde ise satılanın ayıpsız misli ile değişimini talep etme,
Olarak belirtilebilir.
Tüketici seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanabilecektir. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan masrafları da satıcı karşılayacaktır. Aynı zamanda tüketicinin tazminat talep etme hakkı da bulunur. Tüketiciler, seçimlik hakları ile birlikte şartlar oluşmuş ise tazminat talebinde bulunabilecektir. Unutulmamalıdır ki satıcının ayıptan sorumluluğu için kusuru aranmaz. Bununla birlikte satıcının tazminat sorumluluğu doğması için kusurlu olması gerekir.
Ayıplı Araç Nedir?
Ayıplı mal, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. maddesinde düzenlenmiştir. Ayıplı mal, sözleşmeye aykırı mal olarak nitelendirilebilir. Ayıp, temel itibariyle iki şekilde ortaya çıkabilir. Bunlardan birincisi aracın taraflarca kararlaştırılan örnek veya modele uygun olmamasıdır. Taraflar, sözleşme öncesi görüşmelerinde aracın niteliği, örnek modellere benzerliği konusunda karara varmış olabilirler. Bu durumda satıcının alıcı tarafından kendisine yöneltilen taleplerine bağlı kalarak araç temin etmesi gerekir. İkincisi ise aracın objektif olarak taşıması gereken özellikleri taşımamasıdır. Burada ise tarafların hususi olarak belirli özellikler kararlaştırması gerekmez. Aracın objektif olarak taşıması gereken özellikleri dikkate alınır. Her iki durumda da ayıplı araçtan söz edilir.
Araç, ilan vasıtasıyla edinildi ise ilandaki özellikleri taşıması gerekir. Bunun sebebi tüketicinin satıcı tarafından yapılan öneriyi kabul ediyor olmasıdır. Aracın ilandaki özellikleri taşımaması, aracın ayıplı olduğuna işaret eder. Aynı şekilde satıcının bildirdiğine veya teknik düzenlemeye aykırı durumlar da ayıp olarak nitelendirilecektir. Bu hususta satıcının kendiliğinden garanti verdiği özelliklerde tüketicinin korunması amaçlanmıştır. Dolayısıyla tüketicinin fayda beklentisini karşılamayan maddi, hukuki, ekonomik eksiklikler ayıplı mala sebebiyet verir.
Özetle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca aşağıdaki durumlarda araç ayıplı kabul edilir:
• Satılan aracın tarafların kararlaştırdığı örnek veya modele uymaması,
• Aracın niteliği gereği objektif olarak taşıması gereken özellikleri taşımaması,
• Satıcının araçta var olduğunu bildirdiği özelliklerin araçta bulunmaması,
• Araç; internet, reklam, ilan vasıtasıyla alındı ise bunlarda bahsedilen özelliklerin araçta bulunmaması,
• Aracın teknik düzenlemesinde var olması gereken hususların eksik olması,
• Tüketicinin araçtan beklediği faydayı önemli ölçüde azaltması veya ortadan kaldırması,
Ayıplı Araçlarda Tüketici Hangi Hakları Seçebilir?
Ayıplı araçlarda tüketicinin yasal seçimlik hakları bulunur. Bu haklar Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile tüketiciye tanınmıştır. Seçimlik haklara ilişkin düzenleme, Türk Borçlar Kanunu’nda da paralel bir şekilde yer alır. Bununla birlikte ayıplı araç satımlarında alıcı taraf genellikle tüketiciler olur. Bu sebeple tüketiciler özel kanunla koruma kapsamına alınmıştır.
Ayıplı araçlarda tüketicinin seçebileceği haklar temel itibariyle dört tanedir. Bunlar,
• Satılanı geri vermeye hazır olduğunu satıcıya bildirerek sözleşmeden dönme: Tüketici dönme hakkını kullandı ise ödediği bedelin tümü derhal kendisine iade edilir. Tüketici, ücretsiz onarım veya misli ile değişim hakkını kullanmış olabilir. Bununla birlikte kullanılan seçimlik hakların satıcı için orantısız güçlüklere yol açması mümkündür. Bu halde tüketici, dönme hakkını kullanabilir. Önceki tercih edilen hakların orantısızlığa sebep olması, belirli hususlar dikkate alınarak hesaplanır. Aracın ayıpsız değeri, ayıbın önemi, tüketicinin diğer haklara başvurmasının mümkün olması örnek olarak gösterilebilir.
• Satılanı alıkoyarak ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme: Tüketici bu hakkını kullandığı takdirde yapılan indirim tutarı derhal kendisine iade edilmelidir. Tüketici bu hakkını kullanmamakla beraber ücretsiz onarım veya misli ile değişim hakkını kullanmış olabilir. Bu hakların satıcıya orantısız güçlük getirmesi halinde tüketici, satış bedelinden indirim hakkını kullanabilecektir.
• Bütün masraflar satıcıya ait olmak üzere aracın ücretsiz onarımını isteme: Tüketicinin bu hakkını kullanabilmesi için satıcıya aşırı masraf yüklenmemesi gerekir. Ayrıca tüketici bu hakkını üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabilecektir. Üretici veya ithalatçının bu sorumluluktan kurtulma imkanı bulunur. Bu kişiler sorumluluktan kurtulmak için ayıbın aracın piyasa sürülmesinden sonra doğduğunu ispat etmelidir. Aksi takdirde ayıptan sorumlu olurlar.
• Satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini talep etme: Tüketici bu hakkını da üretici veya ithalatçıya karşı kullanabilecektir. Ücretsiz onarım talebinde de misli ile değişim talebinde de üretici ve ithalatçının sorumluluğu müteselsildir.
Tüketici, yukarıda bahsedilen seçimlik haklarının yanı sıra tazminat talebinde de bulunabilecektir. Tüketicinin tazminat talebi, Türk Borçlar Kanunu’na dayanır. Tüketicinin satıcıdan tazminat talep edebilmesi için satıcının kusurlu olması gerekir. Bunun yanı sıra tüketicinin zararı doğması gereklidir. Tüketicinin tazminat şartlarını sağladığı takdirde bu talebini diğer seçimlik hakkına ek olarak kullanması mümkündür.
Tüketici, ayıplı araç durumunda seçimlik haklarını kullanabilmesi için ayıbı ispat etmelidir. Bununla birlikte teslim tarihinden itibaren ilk altı ay içinde ortaya çıkan ayıplar bundan istisnadır. Bu halde araçta ayıp olmadığını satıcı ispatlayacaktır. Dolayısıyla ilk altı aydaki ayıplar bakımından tüketici lehine bir karine getirilmiştir.
Tüketici, sözleşme kurulduğu anda ayıptan haberdar ise sonradan seçimlik haklarını kullanamaz. Aynı şekilde tüketicinin haberdar olması beklenen ayıplarda da satıcının sorumluluğu bulunmaz. Bu duruma örnek olarak ikinci el aracın lastiklerinin aşınmış olması verilebilir. İkinci el araç alan tüketici, araç lastiklerinin yıpranmış olduğunu bilebilir durumdadır. Dolayısıyla araç lastiklerinin aşınmış olması sebebiyle seçimlik haklar kullanılamayacaktır.
Ayıplı Araç Davası Kime Karşı Açılır?
Ayıplı araç davası, aracın alındığı kişiye açılacaktır. Esas itibariyle ayıplı araç ile karşılaşıldığında dava açılması zorunluluğu bulunmaz. Kişi ayıplı araç sebebiyle kullanacağı seçimlik haklarını irade beyanı ile kullanabilir. Bu beyan için ayıbı öğrendiği gibi satıcıya ayıbı bildirecektir. Aynı zamanda seçimlik hak talebini de satıcıya yöneltmelidir. Satıcı, alıcının tercih ettiği talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Talep yerine getirilirken ortaya çıkacak masraflar da satıcıya ait olacaktır.
Her ne kadar irade beyanı ile seçimlik haklar kullanılsa da başarıya ulaşılamaması mümkündür. Bu durumda tüketiciler dava açabilecektir. Böylece yasal yollardan hakları korunmuş olacaktır. Tüketicilerin ayıplı araç davasını, satıcıya karşı açması gerekir. Bununla birlikte ücretsiz onarım ve misli ile değişim haklarında tek sorumlu satıcı değildir. Üretici veya ithalatçı da sorumsuzluğunu kanıtlamadıkça müteselsilen sorumludur. O halde ayıplı araç davası üretici veya ithalatçıya karşı da açılabilecektir.
Ayıplı Araç Davası Ne Kadar Sürer?
Ayıplı araç davasının ne kadar süreceği belirli etkenlere göre değişiklik göstermektedir. Ayıplı araç sebebiyle dava açmadan önce satıcıya ayıp bildirilmelidir. Bununla birlikte ayıp sebebiyle satıcıya yönelttiğimiz seçimlik hak da satıcıya yöneltilir. Satıcının bu talepleri reddetmesinden veya sessiz kalmasından sonra dava açılması hak kayıplarını önleyecektir. Aksi takdirde satıcıya hiç başvurulmaksızın dava açılması tüketicinin mağduriyetinin giderilmesi sürecini uzatabilir.
Ayıplı araç davasında bilirkişi incelemeleri önem arz etmektedir. Tüketicinin iddia ettiği ayıbın bilirkişilerce tespit edilmesi gereklidir. Dolayısıyla dosyanın bilirkişi incelemesinde geçirdiği süre de yargılama sürecini etkileyen bir faktördür.
Bahsedilen süreç, incelemeler ve mahkemece raporların değerlendirilmesi ile mahkemenin iş yüküne bağlı olarak sonuçlandırılacaktır.
Sıfır Araç Aldım Arıza Yaptı Ne Yapmalıyım?
Araç edinimlerinde ayıp, çoğunlukla ikinci el araçlar yönünden ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte sıfır araçlarda da ayıbın ortaya çıkması mümkündür. Ayıp, gizli veya açık olabilir. Açık ayıplar, sıfır aracın teslim alındığı sırada fark edilebilen ayıplardır. Aynı şekilde basit bir inceleme ile ortaya çıkan ayıplar da açık ayıp olarak belirtilmektedir. Açık ayıp durumlarına anlaşılan modelden farklı araç teslimi verilebilir. Bu durumda tüketicinin ayıp çerçevesinde başvurabileceği seçimlik hakları bulunur. Aynı şekilde araçta gizli ayıp da bulunması mümkündür. Gizli ayıplar, basit inceleme veya gözden geçirme ile ortaya çıkmayan ayıplardır. Gizli ayıplar ancak aracın kullanılması ile fark edilebilir. Gizli ayıba örnek olarak sıfır teslim edilen araçtaki üretim hataları verilebilir. Bu halde de tüketici, seçimlik haklarını kullanabilecektir.
Sıfır aldığı araç arıza yapan tüketici, durumu satıcıya bildirmelidir. Tüketici bu bildirimini yazılı veya sözlü şekilde yapabilir. Yazılı şekilde yapması, ileride dava açılması halinde tüketicinin ispat hususunda avantajlı olmasını sağlar. Bildirimi yapan tüketici, seçimlik haklarından hangisini kullanacağını belirtmelidir. Tüketici bu halde; dönme, indirim, onarım ve değişim haklarını kullanabilir. Satıcı, tüketicinin kendisine yönelttiği talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin satıcıya bildirmesine rağmen mağduriyeti giderilmezse tüketici dava açabilecektir.
Ayıplı Araç Zamanaşımı Ne Kadar?
Ayıplı araç zamanaşımı, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 12. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme, tarafların daha uzun süreyi öngören sözleşme yapmaması halinde uygulanır. Taraflar ayıptan sorumluluğu iki yıldan fazla süreli düzenleyen sözleşme yapmış olabilirler. Bu halde taraflar arası sözleşme esas alınır. Ayrıca kanunlarda farklı bir ayıptan sorumluluk süresi belirtildi ise buradaki düzenleme dikkate alınmayacaktır. İlgili düzenlemeye göre ayıplı araç zamanaşımı iki yıldır. Bu süre, aracın tüketiciye teslim tarihinden başlar. Ayıbın sonradan ortaya çıkmış olmasının süreye bir etkisi bulunmaz. Ayıp ne zaman ortaya çıkarsa çıksın sorumluluğa başvurulması için teslimden itibaren iki yıl geçmemiş olmalıdır.
Ayıplı araç ikinci el ise ayıptan sorumluluk bir yıldan az olamayacaktır. Bahsedilen süreler, satıcının ağır kusurlu olmaması halinde geçerlilik arz eder. Satıcı ayıbı ağır kusur ya da hile ile gizlediyse bu süreler uygulama alanı bulmayacaktır.
Aldığım Aracın Motoru Arızalı Çıktı Ne Yapmalıyım?
Alınan aracın motorunun arızalı çıkması, genellikle ikinci el araç satışlarında gündeme gelir. Bununla birlikte araç sıfır edinilmiş olsa dahi motorun arızalı çıkması mümkündür. Bu durum üretim hatasından kaynaklanıyor olabilir. Aracın motorunun arızalı çıkması, teslim sırasında fark edilemeyebilir. Tüketiciler, aracı kullandıktan sonra bu arızanın farkına varabilirler. Bu halde gizli ayıp söz konusudur. Ayıbın teslim sırasında fark edilememesi, tüketicinin seçimlik haklarını kullanmasına engel değildir.
Tüketici, aldığı aracın motorunun arızalı çıktığını satıcıya bildirmelidir. Ayrıca hangi seçimlik hakkını kullanacağı da satıcıya bildirilir. Satıcı tüketicinin talebini yerine getirmezse tüketici dava açabilir. Araçtaki ayıbın ispatlanması tüketiciye düşer. Bununla birlikte motor arızası teslimden itibaren altı ay içinde ortaya çıkmış olabilir. Bu halde araçta arıza olmadığını satıcı kanıtlayacaktır.
Ayıplı Araç Emsal Yargıtay Kararları
Ayıplı araç durumunda öncelikle satıcıya başvurulmalıdır. Satıcının talebi yerine getirmemesi halinde dava açılabilecektir. Bu konuda bazı emsal kararlara aşağıda yer verilmiştir.
• Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2006/14233 Esas, 2007/2558 Karar Sayılı Kararı: Somut olayda alıcı, aracın ilk günden beri arıza gösterdiğini belirtmiştir. Belirtilen arızalar birçok defa yetkili serviste tamir edilmiştir. Bununla birlikte araç normale dönmemiştir. Alıcı, aracın değiştirilmesini, olmadığı halde bedelin iadesini yoksa bedelsiz tamirini talep etmiştir. Aynı zamanda manevi zararları sebebiyle tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı tarafından zamanaşımı sebebiyle davanın reddi talep edilmiştir. Mahkemece araçta üretim hatası olduğu ve dolayısıyla gizli ayıp bulunduğu belirtilmiştir. Servisçe arızaların giderilmemesi, deneme yanılma yoluyla tamir edilmesi kabul edilemez bulunmuştur. Servislerin tüketiciyi oyalaması sebebiyle davada zamanaşımı varlığından söz edilemeyeceğine kanaat getirilmiştir. Bu sebeple zamanaşımı nedeniyle davanın reddedildiği karar, Yargıtay tarafından bozulmuştur.
• Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011/2076 Esas, 2011/11534 Karar Sayılı Kararı: Somut olayda davacı, araçtaki kapı değişimi ve standart üzeri boya kalınlığı sebebiyle aracın ayıplı olduğunu belirtmiştir. Bu sebeple satış bedelinin fatura tarihinden itibaren faiziyle iadesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, davayı kısmen kabul etmiştir. Bedel ve faizin davalıdan alınarak davacıya alınmasını belirtmiştir. Bununla birlikte dava konusu araç hala davacının kullanımındadır. Dolayısıyla araç davalıya teslim edilmelidir. Teslim edilmedikçe araç bedeli için faiz talep edilemez. Aksi durumda davacı sebepsiz zenginleşmiş olacaktır. Yargıtay, dava tarihinden değil iade tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini belirtmiştir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.
• Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/13-35 Esas 2021/317 Karar Sayılı Kararı: Somut olayda davacı, aracın fren sisteminde arıza olduğunu belirtmiştir. Bu arızanın üretim hatasından kaynaklandığını ve gizli ayıp olduğunu iddia etmiştir. Bu sebeple sıfır kilometresi ile değişimini ve arıza tamiri için ödediği masrafları talep etmiştir. İlk derece mahkemesi araç değişimine karar vermiştir. İstinaf incelemesinden sonuç alınmaması üzerine dosya Yargıtay'a taşınmıştır. Yargıtay, bilirkişi incelemesi sonucunda araçta halihazırda arıza olmadığını, giderildiğini belirtmiştir. Buna ek olarak tüketicinin seçimlik haklarını kullanırken objektif iyiniyet kurallarına uygun davranması gerekliliğine değinmiştir. Aracın misli ile değiştirilmesi iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil eder. Taraflar arasındaki edim dengesine açıkça aykırıdır. Bu sebeple ücretsiz onarım hakkının kullanılması gerektiğini belirterek kararı bozmuştur. İlk derece mahkemesi her ne kadar dirense de temyizinde kararın bozulmasına karar verilmiştir.