Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle hırsızlık, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak düzenlenmiştir. Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması, hırsızlık suçunun işlenmesinde kolaylaştırıcı rol oynar. Belirli ağ üzerinden ve tek elden yapılacak veri transferleri ile suç konusu, failin hakimiyet alanına geçirilir. Bu sebeple Türk Ceza Kanunu düzenlemesinde hırsızlık suçunun nitelikli hali olarak kabul edilmiştir.
Hırsızlık suçu, temel itibariyle başkasının zilyet olduğu taşınır mallar üzerinde işlenir. Dolayısıyla herhangi bir ekonomik değeri bulunmayan yahut taşınmaz olan mallar, hırsızlık suçunun konusunu oluşturamayacaktır. Malın zilyedinin rızası olmaksızın fail, kendisine veya başkasına yarar sağlama amacıyla malı bulunduğu yerden alır. Bahsedilen zilyetliğin haklı veya haksız olması hırsızlık suçunda herhangi bir öneme sahip değildir. Hırsızlık suçu, şikayete tabi olmayan bir suçtur. Dolayısıyla mağdurun şikayetine gerek kalmaksızın resen soruşturulabilir. Hırsızlık suçu sebebiyle yapılacak olan yargılamalarda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle hırsızlık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-e maddesinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla bilişim sistemlerini araç olarak kullanarak hırsızlık suçunu işleyen kişi, nitelikli halinden cezalandırılacaktır. Bilişim sistemlerini araç olarak kullanılması suretiyle hırsızlık suçunun işlenebilmesi için,
- Zilyedin tasarruf yetkisi altındaki bir mal olması,
- Zilyedin rıza hilafına gerçekleşmesi,
- Suç konusu malın yarar sağlama amacıyla alınması,
- Suç konusu taşınır malın bulunduğu yerden alınması,
- Malın bilişim sistemleri kullanılarak alınması,
- Suç konusunun failin hakimiyet alanına girmesi,
Şartlarının gerçekleşmesi gerekir.
Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle hırsızlık suçunun konusunu genellikle para ve hisse senedi gibi değerler oluşturur. Bu işleniş şeklinin nitelikli hal olarak kabul edilmesinin temelinde fiziki temas gerekmeyişi bulunur. Bilişim sistemleri sayesinde hırsızlığın işlenişi kolaylaşmıştır. Failler elektronik ortam üzerinden çeşitli veriler edinir. Bu şekilde ekonomik değerler üzerinde hakimiyet kurar.
İştirak Yoluyla Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçu
İştirak, bir suç işleme kararının icrasına katılma olarak ifade edilebilir. İştirak halinde birden fazla kişi, fikir ve eylem birliği halindedir. Bahsedilen kişiler işbirliği yapar. Böylece fail ve şerikler arası anlaşma ile suç işlenmiş olur. Bir suçun iştirak halinde işlenebilmesi için kastın arandığı bir suç türü olması gerekir. Dolayısıyla taksirli suçlarda iştirak hükümlerine başvurulamayacaktır. Hırsızlık, kasten işlenebilen bir suçtur. Bu da iştirak hükümlerini uygulanabilir hale getirir.
İştirak, Türk Ceza Kanunu’nda azmettirme ve yardım etme olarak iki halde düzenlenmiştir. Azmettirme, suç işleme kararının verdirilmesidir. Bu durumda kişinin henüz bir suç işleme düşüncesi bulunmaz. Azmettiren kişi bu kişiyi çeşitli yöntemlerle etkileyerek suç işleme kararı almasını sağlar. Azmettiren, üstlendiği rol sebebiyle suçun cezası ile cezalandırılacaktır. Bir diğer iştirak hali ise “yardım etme” olarak düzenlenmiştir. Yardım etme, maddi veya manevi katkı ile gerçekleştirilebilir. TCK’de düzenlendiği hali ile,
- Suç işlemeye teşvik,
- Önceden alınmış olan suç işleme kararını kuvvetlendirme,
- Suç teşkil eden fiil işlendikten sonra edilecek yardımın vaadi,
- Suç işleme konusunda yol göstericilik,
- Suç teşkil eden fiilin işlenmesi için gerekli araçların temini,
- Suç işlenirken veya öncesindeki yardımlar ile icrayı kolaylaştırıcı etki,
Halleri yardım etme olarak değerlendirilecektir. Yardım eden suçtan iştirak hükümlerine göre sorumlu tutulur. Azmettiren kadar nitelikli bir etkiye sahip olmaması sebebiyle hakkında, suça ilişkin verilecek cezadan indirim öngörülmüştür. İştirak yoluyla bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunda yardım etme yaygındır. Yardım eden kişiler genellikle internet hesaplarına erişimi açarak faile yardımcı olur. Suç işleme kararı kapsamında iştirak iradeleri bulunuyor ise bu kişiler şerik sıfatıyla sorumlu tutulur.
Bilişim Sistemlerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçu Cezası
Hırsızlık suçunun basit haline ilişkin cezai yaptırım, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir. Basit haline ilişkin ceza bu şekilde olmakla birlikte hırsızlık suçunun nitelikli halleri bulunmaktadır. Bilişim sistemlerinin kullanılması da bu nitelikli hallerden biridir. Bilişim sistemlerine ilişkin düzenleme, Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-e maddesinde getirilmiştir. İlgili düzenlemeye göre hırsızlık suçu, bilişim sistemleri kullanılarak işlenirse beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Hırsızlık suçuna ilişkin daha az cezayı gerektiren haller, Türk Ceza Kanunu’nun 144. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. İlgili düzenlemeye göre paydaş yahut elbirliği mülkiyetine dahil olan ya da hukuki ilişki kaynaklı alacak, indirim sebebi olabilecektir. Bir diğer indirim sebebi, malın değerinin az olmasıdır. Malın değerinin azlığı indirim veya cezadan vazgeçme sonucunu doğurabilir. Dolayısıyla indirim yapılabileceği gibi suçun işlenme şekli ve özellikleri sebebiyle de ceza verilmeyebilecektir. Cezai indirim yahut vazgeçme hallerinden bir diğeri de zorunluluk halidir. Türk Ceza Kanunu’nun 147. maddesine göre ağır ve acil bir ihtiyaç sebebiyle işlenen suç, indirim ya da vazgeçme sonucunu doğurabilir. Burada olayın özelliğine göre karar verilerek ceza takdir ve tayin edilecektir.
Bilişim Sistemlerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık
Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle hırsızlık suçunda etkin pişmanlık, Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama alanı bulması, mağdurun zararının giderilmesine bağlanmıştır. Ancak bu şekilde suç dolayısıyla gösterilen pişmanlık kanuni çerçevede kabul edilebilir olacaktır. Bunun yanı sıra ilgili düzenlemeye göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun tamamlanmış olması gerekir. Etkin pişmanlık hükümleri sonucu verilecek ceza, kovuşturmanın başlamış olup olmamasına göre değişiklik gösterir.
Kovuşturma başlamadan önce pişmanlık gösterilmesi halinde verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bunun için fail ya da şeriklerin bizzat pişmanlık göstermesi gerekir. Pişmanlığın yanı sıra mağdurun uğradığı zarar aynen geri verilmeli ya da tazmin edilmelidir.
Pişmanlık, kovuşturma başladıktan sonra fakat hüküm verilmeden önce de gösterilmiş olabilir. Bu halde yapılacak indirim miktarı da azalır. İlgili düzenlemeye göre kovuşturma sonrası pişmanlıkta verilecek ceza yarısına kadar indirilecektir.
Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasında esas alınan tazmin, mağduriyetin tamamıdır. Bununla birlikte kısmen geri verme ya da tazmin etme halleri de etkin pişmanlık konusu olabilir. Bu hallerde de etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için ayrıca mağdurun rıza göstermesi aranır.