Miras bırakanın vefatının ardından mirasçılar arasında miras paylaşımı gündeme gelmektedir. Mirasçılar miras paylaşımı konusunda anlaştığı takdirde anlaşmalı miras paylaşımı söz konusu olurken mirasçılar anlaşamadığı takdirde yargısal miras paylaşımı söz konusu olmaktadır. Yargısal miras paylaşımında her mirasçı mirasın yargı eliyle paylaştırılmasını talep etme hakkına sahiptir.
Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Kanun tarafında mirasçılara iki tür miras paylaştırma imkânı tanınmıştır. Mirasçılara tanınan ilk imkân anlaşmalı miras paylaşımı yöntemidir. Mirasçılara tanınmış olan diğer imkân ise anlaşma yapılamadığı durumda söz konusu olmaktadır. Bu yönteme de yargısal paylaşım adı verilir.
Anlaşmalı Miras Paylaşımı
Bu paylaşım yönteminde mirasçılar anlaşmaya varmışlardır. Miras tamamen paylaşılabileceği gibi kısmen de paylaşılabilir. Tam ya da kısmi paylaşmanın mümkün olabilmesi için oybirliğiyle karar alınmış olması lazımdır. Mirasçılardan biri bile paylaşmayı istemediği takdirde yargısal paylaşım yoluna gidilmektedir.
Yargısal Miras Paylaşımı
Mirasçılar, miras paylaşımı konusunda anlaşamadıkları takdirde yargısal paylaşma yoluna gidilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesine göre tüm mirasçıların terekedeki malın satılmasını talep etme hakkı vardır. Fakat sözleşmeden ya da kanundan dolayı miras ortaklığını devam ettirmek gerekiyor ise miras paylaşımı istenememektedir. Açılan miras paylaşma davasında yetkili mahkeme miras bırakanın yerleşim yerindeki mahkemedir. Davada görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesidir. Paylaşma davası aracılığı ile miras paylaşımı talep edenler, taleplerini diğer mirasçılara yöneltirler.
Miras Paylaşımı Nedir?
Miras bırakanın vefat etmesinin ardından miras, mirasçılara ortaklık şeklinde kalmaktadır. Miras paylaşımı da bu ortaklığı sona erdirmek amacıyla yapılan bir işlemdir. Miras paylaşımı için mirasçıların anlaşmalı miras paylaşımı ya da yargısal miras paylaşımı yapmaları mümkündür. Miras bırakan ölmeden önce vasiyetname aracılığı ile miras paylaşımının kurallarını belirlemiş ise ya da mirasçılar paylaşım konusunda anlaşamıyor iseler yasada yer alan miras paylaşımı kuralları geçerli hale gelir ve uygulanır.
Miras paylaşımı miras hukukunun en önemli konularından birisidir. Miras paylaşımı ile mirasın mirasçılar arasında ne şekilde ve kaç oranında paylaşılacağı belirlenir. Miras bırakanın vefatının ardından mirasçılar, mirasa bir bütün şeklinde ve kanunen hak kazanmaktadırlar. Bir kimse vefat ettiğinde ya da hakkında gaiplik kararı verildiğinde bu kişinin geride bıraktığı malvarlığına tereke adı verilmektedir. Geride kalan tereke tespit edilir ve bu tereke mirasçılar arasında miras payları oranında paylaştırılır. Bu paylaştırma işlemine miras paylaşımı adı verilmektedir.
Miras Hakları Ve Payları
Mirasın paylaşım oranlarının nasıl olacağı Türk Medeni Kanunu’nun 495 ve devamı maddelerinde belirlenmiştir. Bu maddelere göre:
- Miras bırakanın alt soyu sağ ise vefat edenin eşi mirasın ¼’ünü almaktadır. Mirasın kalan kısmı ise çocuklar arasında eşit bir şekilde paylaştırılmaktadır. Çocuklardan birisi ya da birkaçı vefat etmiş ise bu çocuğun payı kendi çocukları arasında eşit bir şekilde paylaştırılmaktadır. Eğer vefat eden çocuğun çocuğu bulunmuyor ise bu çocuk hiç hesaba katılmaz ve miras o şekilde paylaştırılır.
- Miras bırakanın alt soyu bulunmuyor ise ve eş sağ ise eş mirasın ½’sini almaktadır. Geri kalan kısım ise miras bırakanın anne ve babasına paylaştırılmaktadır. Eğer anne ya da babadan birisi hayatta değilse ½’lik mirasın tümünü hayatta olan ebeveyn almaktadır. Eğer anne ve babanın ikisi de hayatta değil ise tereke miras bırakanın kardeşleri arasında paylaştırılmaktadır.
- Yukarıda sayılanlardan hiçbirisi hayatta değil ise miras dedelere ve nenelere geçmektedir. Bu durumda eş terekenin 1/3’ünü almaktadır.
- Eğer yukarıda sayılmış olanların hiçbirisi hayatta değil ise eş terekenin tamamına sahip olmaktadır.
- Devletin terekeye sahip olabilmesi için vefat edenin kimsesinin olmaması lazımdır.
Kardeşler Arası Miras Paylaşımı
Kardeşler arasındaki miras paylaşımında kardeşlerin kaçıncı zümreden olduğu önem taşımaktadır. Miras bırakanın altsoyu 1. dereceden mirasçıları kapsamaktadır. Yani miras bırakanın çocukları ve torunları 1. zümre mirasçılardır. 2. zümre kapsamında ise miras bırakanın kendi kardeşleri yer almaktadır.
Miras Bırakanın Altsoyu (1. Zümre)
Birinci zümrede miras bırakanın kendi çocukları, torunları ve torunlarının çocukları yer almaktadır. Kardeşler arasındaki miras paylaşımı miras bırakanın mirası eşi ile paylaşıp paylaşmamasına göre değişiklik göstermektedir.
Miras, miras bırakanın eşi ile de paylaşılacaksa eş mirasın 1/4' ünü almaktadır. Geri kalan 1/3 ise kardeşler arasında eşit bir şekilde paylaşılmaktadır. Miras, miras bırakanın eşi ile paylaşılmıyor ise tüm miras kardeşler arasında eşit bir şekilde paylaştırılmaktadır.
Miras bırakanın çocuklarından biri kendisinden önce vefat etmiş ise bu kişinin mirası kendi altsoyları arasında paylaştırılmaktadır.
Miras Bırakanın Kardeşleri (2. Zümre)
Miras bırakanın kendi kardeşleri ikinci zümreden mirasçılık sıfatına sahiptirler. Yani kardeşlerin mirasçı olabilmesi için birinci zümrede herhangi bir mirasçının olmaması lazımdır. 1.zümreden mirasçı yoksa miras bırakanın anne ve babasının sağ olup olmadığına bakılır. Anne ve baba hayatta ise miras bırakanın kardeşleri mirasçı olamamaktadır. Anne babadan biri veya her ikisi de miras bırakandan önce vefat ettiyse kardeşler mirasçı olabilmektedir.
Baba Ölü Anne Sağ İken Miras Paylaşımı
Evlilik ölümle sona erdiği takdirde sağ kalan eş vefat eden eşin yasal mirasçısı olarak kabul edilmektedir. Fakat sağ kalan eşin miras payının ne kadar olacağı diğer mirasçıların ait olduğu zümreye bağlı olarak değişmektedir. Sağ kalan eş miras bırakanın kan hısımı değildir bu yüzden de zümre mirasçısı olarak sayılamamaktadır. Bunun yanında sağ kalan eş her zümre ile birlikte mirasçı olarak kabul edilmektedir.
Sağ kalan eşin yasal mirasçılar ile mirasçı olması;
Eş birinci zümre ile yani miras bırakanın çocukları ve torunları ile mirasçı olursa terekenin ¼’ünü almaktadır.
Eş ikinci zümre ile yani miras bırakanın anne, babası ve kardeşleri ile mirasçı olursa terekenin ½’sini almaktadır.
Eş üçüncü zümre ile yani miras bırakanın büyükanne büyükbabasıyla ya da amca, hala, dayı ve teyzesiyle mirasçı olursa terekenin ¾’ünü almaktadır.
Sağ kalan eşin tek başına mirasçı olması ;
Birinci, ikinci ve üçüncü zümreden hiç kimse hayatta değil ise sağ kalan eş terekenin tamamına sahip olmaktadır.
Mirasçıların Birbirine Karşı Sorumluluğu
Mirasçıların birbirine karşı sorumluluğu Türk Medeni Kanunu’nun 679. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca mirasçılar paylaşma işleminin tamamlanmasının ardından kendi paylarına düşmüş olan mallar için birbirlerine karşı satım hükümleri uyarınca sorumlu tutulmuştur.
Miras paylaşımın ardından mirasçıların her birine özgülenmiş olan mallar bulunmaktadır. Mirasçılar kendilerine özgülenmiş olan alacakların varlığını birbirlerine karşı garanti ederler. Borsaya kayıtlı, kıymetli evrak dışında bir alacak var ise mirasçının hakkına mahsup edilmiş olan miktar için borçlunun ödeme gücünden adi kefil gibi sorumlu olmaktadır. Garantiye ve kefalete dayanmış olan dava, paylaşma tarihinin ya da daha sonra yerine getirilmiş olan alacakların muacceliyet tarihinin üzerinden bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğramaktadır.
Mirasçıların Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluğu
Mirasçıların üçüncü kişilere karşı sorumluluğu Türk Medeni Kanunu’nun 681 ve 682. maddelerinde düzenlenmiştir.
Mirasçılar, bölünmesine ya da nakledilmesine alacaklı tarafından açıkça ya da örtülü bir şekilde rıza gösterilememiş olan tereke borçları üzerinde, miras paylaştırma işlemi tamamlanmış olsa da müteselsilen sorumlu kabul edilmektedirler. Paylaşmanın gerçekleştiği tarihten ya da borcun muaccel olduğu tarihten itibaren 5 yıl geçmesiyle müteselsil sorumluluk sona ermektedir.
Miras paylaştırma esnasında terekede yer alan borcun kendisine yükletildiği mirasçı bu borç için diğer mirasçılara rücu edebilme hakkına sahiptir.
Miras Paylaşımında Anlaşmazlık Olursa Ne Olur?
Mirasçılar, mirasın paylaştırılması hususunda anlaşamadıkları takdirde anlaşmazlık söz konusu olmaktadır. Böyle bir durum söz konusu olduğunda da izlenecek olan yol miras taksim davası açmaktır. Miras paylaşımında anlaşmazlık yaşamış olan mirasçının tereke üzerinde kafasına göre tasarrufta bulunmak gibi bir hakkı olamaz. Bu şekilde hareket etmiş olan mirasçı haklı olsa bir haksız duruma düşebilmektedir.
Miras paylaştırma davasında hak düşürücü süre bulunmamaktadır. Terekede hakkı olan her mirasçının mahkemeye başvurarak miras paylaştırma davası açma hakkı bulunmaktadır. Miras taksim davasının açılmasının ardından hâkim, söz konusu terekeyi mevcut mirasçılara göre gruplara ayırmaktadır. Gruplara ayırma işleminin tamamlanmasını ardından hangi mirasçının hangi grubu alacağı belirlenmektedir. Terekedeki söz konusu mal satışa çıkarılmakta ve elde edilen değer de mirasçılar arasında paylaştırılmaktadır.
Miras taksim davası devam ettiği süre boyunca davanın açılmış olduğu mahkemenin söz konusu malların korunmasına ilişkin gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Malların değerini kaybetmemesi adına satışının bekletilmesi gerekiyor ise taraflardan birisinin talebi ile hâkim satışı bekletebilmektedir.
Miras Paylaşımı Davası
Miras paylaşımı davası, mirasçılar miras paylaştırma konusunda anlaşamadıklarında başvurulan bir dava türüdür. Mirasçılar, miras paylaşımı konusunda anlaşamazlarsa her mirasçı, sözleşme ya da kanundan dolayı herhangi bir zorunluluk bulunmuyor ise her zaman miras davası açabilmektedir.
Miras paylaşımı davasının açılmasının ardından bilirkişi aracılığıyla miras paylaşımı hesabı yapılmaktadır. Miras paylaşımı davasının sonucunda da miras bölüşümü sağlanmaktadır. Miras paylaşımı davası miras bırakan kişinin son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinde açılmaktadır. Miras paylaşımı davası, mirasın paylaşılmasını talep eden mirasçı ya da mirasçılar tarafından diğer mirasçılara yöneltilerek açılmaktadır.
Miras bırakanın vefat etmesi üzerine yasal ya da atanmış mirasçılar kendi aralarında anlaşmazlığa düşebilmektedir. Bu durumda da mirasçılardan herhangi birisi mirasın paylaşılması için dava açma yoluna gidebilmektedir. Dava yoluyla miras, mahkeme eliyle paylaştırılmaktadır. Miras paylaşımı davasını miras ortaklığının sonuna kadar her zaman açabilmek mümkündür.
Miras Paylaşımında Avukat Desteği
Miras hukukunun konusu ölen kişinin malvarlığında ortaya çıkan hukuki durumdur. Miras konusunda da mirasçılar arasında uyuşmazlıklar yaşanabilmektedir. Bu uyuşmazlıklar sonucunda da mirasçılardan biri ya da birkaçı dava açma yoluna gitmektedir. Miras paylaşımı davası adı verilen bu davada miras, mahkeme aracılığıyla paylaştırılmaktadır. Mirasın paylaştırılması ahlaka ve hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Miras bırakanın terekesi tam bir şekilde ortaya konulmalıdır. Mirasçının saklı payının olup olmadığı ya da mirastan mal kaçırma gibi bir durumun söz konusu olup olmadığı doğru bir şekilde tespit edilmelidir. Bu yüzden de alanında uzman ve güvenilir bir avukattan destek almak mirasçının yararına olmaktadır.
Miras Paylaşımı Sözleşmesi
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu tarafından mirasçıların kendi aralarında miras taksim sözleşmesi yapmaları için izin verilmiştir. Mirasçıların kendi aralarında pay oluşturmaları ya da bir paylaşım sözleşmesi yapmaları mirasçıları bağlamaktadır. Miras paylaşımı sözleşmesi yapıldığı takdirde mirasçıların elbirliğiyle mülkiyeti paylı mülkiyete dönüşmektedir.
Miras paylaşımı sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılması lazımdır. Paylaşma sözleşmesinin geçerli bir şekilde kabul edilebilmesi için paylaşıma konu olan şeyin miras bırakana ait olması lazımdır. Miras paylaşımı sözleşmesine tüm mirasçılar katılmış olmalıdır. Tüm mirasçıların katılmadığı sözleşmeler geçerli kabul edilmeyecektir. Miras paylaşımı sözleşmesi Türk Medeni Kanunu’nun 676. maddesinde düzenlenmektedir. Bu madde uyarınca terekeye dâhil olan taşınmazlar üzerinde yapılan miras taksim sözleşmesinin geçerli olması için tüm mirasçıların katılmış olması ve sözleşmenin adi yazılı bir şekilde yapılmış olması lazımdır. Miras paylaşımı sözleşmesi ancak miras ortaklığında bulunan paylaşılmamış mallar açısından söz konusu olmaktadır. Türk Medeni Kanunu uyarınca aranan yazılı şekil şartı bir ispat koşulu değildir, geçerlilik koşuludur.
Miras Taksim Sözleşmesi Nasıl Yapılır?
Miras paylaşımı ve miras işlemleri en basit şekilde miras taksim sözleşmesi ile yapılabilmektedir. Tereke üzerinde hak sahibi olan mirasçılar yazılı bir miras paylaşım sözleşmesi aracılığıyla payların paylaşımını gerçekleştirebilmektedirler. Miras taksim sözleşmesi yapma imkânı Türk Medeni Kanunu’nun 676. maddesinde düzenlenmiştir. Mirasçılar, miras taksim sözleşmesi yaparak miras üzerindeki elbirliği mülkiyetini sona erdirmektedirler. Bu sayede de artık fiilen mal paylaşımı yapabilmektedirler. Miras taksim sözleşmesinin yapılabilmesi için şu şartların gerçekleşmiş olması lazımdır:
- Miras taksim sözleşmesine tüm mirasçıların katılmış olması lazımdır. Mirasçılardan birisi bile bu sözleşmeye yanaşmaz ise mahkemeye başvurulması lazımdır.
- Miras taksim sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılması lazımdır. Sözleşmenin noterde yapılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Miras taksim sözleşmesinin noterde yapılması gibi bir zorunluluk getirilmediyse de sözleşmenin noterde yapılması ispat gücü bakımından önem taşıyacaktır. Miras taksim sözleşmesini isterlerse mirasçılar kendi hazırlarlar isterlerse de noterin hazırlayacağı bir sözleşmeye imza atarlar. Miras taksim sözleşmesi ile mirasçılar istedikleri gibi paylaşım yapabilmektedirler.
Kardeşler Arası Mirastan Feragat Sözleşmesi
Kardeşler arası mirastan feragat, kardeşlerden birinin ya da birkaçının vefat etmiş olan bir yakınlarının mirasından kendi paylarına düşen orandan gönüllü bir şekilde vazgeçmeleridir. Bu mirastan feragat işlemi feragat edecek olan kardeşin miras hakkının tamamen ya da kısmen başka bir kardeşe ya da mirasçıya devredilmesiyle sonuçlanmaktadır. Mirastan feragat etme işlemi resmi prosedürlere bağlı bir işlemdir. Mirastan feragat sözleşmesinin genel olarak bir noter huzurunda yapıldığı ve imzalandığı görülmektedir.
Mirastan feragat sözleşmesi hukuki dayanağını Türk Medeni Kanunu’nun 528, 529 ve 530. maddelerinden almaktadır.
Tapuda Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Tapuda miras paylaşımı işlemi miras bırakanın vefat etmesinin ardından geride kalan malvarlığının mirasçılar arasında pay edilmesidir. Miras bırakanın vefat etmesinin ardından mirasçılar anlaşırlarsa tapuda miras paylaşımı işlemini yapabilirler. Tüm mirasçılar aralarında anlaşarak bir miras paylaşım sözleşmesi imzalayabilirler. Bu imzanın ardından tapuda miras paylaşımı ve mirasın intikali işlemi gerçekleştirilir. Mirasçılardan birisi itiraz eder ise sözleşme imzalanmaz ve mirasçılardan biri Sulh Hukuk Mahkemesinde miras paylaşımı davası açabilir. Bu dava ile miras paylaşımı yapılır ve bu paylaştırma işlemi tapuda tescil ettirilir.
Miras bırakanın vefat etmesi ile mirasçılar, miras kalan taşınmazların intikalini gerçekleştirirler. Mirasçılar, mirasçı olduklarını ispatlayacak nitelikte olan mirasçılık belgeleri ile tapuya giderler ve taşınmazların intikalini talep ederler. Mirasçılar iki yıl içerisinde intikal işlemini gerçekleştirmezler ise tapu müdürlükleri mahkeme kanalı ile bu işlem re’sen gerçekleştirilir ve söz konusu taşınmazlar mirasçılara intikal ettirilir.