📞 0 505 646 24 50📍 Alsancak/İzmir
İzmir Araç Değer Kaybı Avukatı, Trafik Kazası Tazminat Avukatı, İzmir Boşanma Avukatı, İzmir Miras Avukatı, İzmir İş Hukuku Avukatı, İzmir İdare Avukatı, İzmir Tapu Avukatı, İzmir Kira Avukatı

Merve Kolman

28 Nisan 2024

Tereke Tespiti Davası

Terekenin tespiti davası, miras bırakanın malvarlığını konu alır. Malvarlığı aktifleri ve pasifleri yani varlıklar ve borçlar ile bir bütündür. Miras bırakandan mirasçılara geçen mal varlığı da aktif ve pasifler ile birlikte intikal eder. Bu sebeple net malvarlığının belirlenmesi ve korunmasına ihtiyaç duyulabilir. Böyle bir durumda terekenin tespiti davası açılmaktadır.

Tereke Nedir?

Tereke kavramı genellikle halk arasında “miras” kavramını ifade etmek için kullanılır. Ölen veya gaipliğine karar verilmiş olan kişilerin mal varlığının mirasçılara intikali gerçekleşir. Kişinin sağlığında birtakım mallara, haklara ve borçlara sahip olabilmektedir. Kişinin sahip olduğu bu hak, borç ve mallar; gaipliğine karar verilmesi veya ölümü ile “tereke” adını alır.


Terekenin içinde mallar, borçlar veya haklar yer alabilir. Dolayısıyla terekede maddi veya gayrimaddi varlıkların yer alması imkan dahilindedir. Tereke bütünü itibariyle aktif ve pasif değerlerden oluşur. Terekenin aktifinde yer alan değerlere mallar ve alacaklar örnek verilebilir. Bunun yanında miras bırakanın borçları ise terekenin pasifinde yer almaktadır.


Terekeye dahil olan değerler içerisinde miras bırakanın şahsına bağlanmış değerler yer almaz. Bunun sebebi şahsa bağlı edimlerin kişinin ölümünden sonra mirasçıları tarafından talep edilememesidir. Şahsa bağlı değerlere manevi tazminat örnek olarak gösterilebilir. Kişi sağlığında talep etmediği takdirde ölümünden sonra mirasçılar kişi adına manevi tazminat isteminde bulunamayacaktır. Bununla birlikte manevi tazminat istemi kişinin sağlığında ileri sürüldü ise durum farklıdır. Manevi tazminat davası açılmasıyla birlikte mal varlığına ilişkin davaya dönüşecektir. Bu halde miras bırakanının yargılamanın tahkikat aşamasında ölmesi halinde mirasçıları davaya devam edebilecektir.

Miras Kalan Mal Varlığı Nasıl Tespit Edilir?

Miras kalan mal varlığının tespiti, mahkeme tarafından yapılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesinde tereke mallarına ilişkin önlemlerin alınması düzenlenmiştir. Bu önlemler istem üzerine veya mahkeme tarafından kendiliğinden alınabilir.


Terekenin korunmasına ilişkin önlemler kapsamında, terekede bulunan mal ve hakların yazımı da yer alır. Terekedeki mallara ilişkin önlemlerden biri de defter tutmadır. Türk Medeni Kanunu’nun 590. maddesinde defter tutma düzenlenmiştir. Mirasçılar veya ilgililerden birinin istemi üzerine defter tutulabilmektedir. Bunun için ölüm tarihinden başlayarak bir aylık istem süresi öngörülmüştür. Bir aylık süre, hak düşürücü nitelikte değildir. ( BAM 17. HD. 2018/1016 E. 2020/411 K.) Süre aşılsa bile paylaşmaya kadar her zaman istenebilecektir.


Tereke tespiti için mahkeme tarafından murisin evi gibi mekanlarda keşif yapılır. Aynı şekilde malların tespiti için bilirkişi raporlarına da başvurulmaktadır. Böylece evde bulunan malların değeri tespit edilir. Miras bırakanın taşınmazlarının tespiti için Tapu Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılması da mal varlığı tespitinde başvurulan bir yoldur.
Terekeye esas teşkil eden unsurların tespitinde detaylı inceleme önem taşımaktadır. Gelen rapor ve yazıları yeteri kadar itibar edilmeden tereke esası kapatılmamalıdır. Aksi takdirde istinaf incelemesinde ilk derece kararları kaldırılabilmektedir.

Terekeye Hangi Mallar Girer?

Tereke genel itibarıyla murisin mallarından oluşur. Terekedeki malların taşınır veya taşınmaz olması mümkündür. Aynı şekilde murisin sahip olduğu sınırlı ayni hak gibi mallar üzerinde kurulmuş haklar da terekeye dahil olur.
Terekeye dahil olan mallar Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Mirasçılar mirası kanun gereği bütün olarak kazanacaklardır. İlgili düzenlemede bahsedilen tereke değerleri,

  • Miras bırakanın ayni hakları,
  • Alacakları,
  • Mal varlığı hakları,
  • Taşınır taşınmaz mallar üzerindeki zilyetlikleri,

Olarak örneklendirilebilir. Miras bırakanın sınırlı ayni haklarının hepsinin mirasçılara geçmeyeceğine dikkat edilmelidir. Örneğin intifa ve oturma hakkı gibi kişiye bağlı haklar mirasçılara geçmez. Murisler yukarıda bahsedilen değerleri kazanmakla birlikte aynı zamanda sorumluluğa da tabi olurlar. Buna örnek olarak miras bırakanın borçları verilebilir. Miras bırakanın borçlarından mirasçılar kişisel olarak sorumlulardır.

Terekeye giren malların sadece maddi mallar olduğu yönünde bir yanılgıya düşülmemelidir. Fikri mülkiyet hakları da tereke dahilindedir. Örneğin miras bırakanın marka, patent, tasarım gibi hakları da mirasçılara geçecektir.

Tereke dahilindeki bir diğer değer ise Türk Medeni Kanunu’nun 669. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. İlgili düzenlemeye göre mirasçılar murisin sağlığında miras paylarına mahsuben karşılıksız kazandırmaya taraf olmuş olabilirler. Murisin ölümü ile birlikte denkleştirmenin sağlanabilmesi için mirasçılar bu kazandırmaları terekeye geri vermelidir.

Tereke Tespiti Nasıl Yapılır?

Tereke tespiti, miras bırakanın mal varlığının tespit edilmesidir. Mirasın mirasçılara hak kaybı olmaksızın geçmesi için Türk Medeni Kanunu koruma önlemleri öngörmüştür. Bu önlemler, Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesinde düzenlenmiştir. Terekedeki mal ve hakların yazılması, terekenin mühürlenmesi gibi önlemler mirasçıların haklarını korumaya yöneliktir.

Tereke tespitinin yapılması, paylaşım anına kadar talep edilebilmektedir. Terekenin tespiti mahkeme tarafından yapılacaktır. Mahkeme, terekenin tespiti için keşif ve bilirkişi incelemelerine başvurur. Miras bırakanın evi gibi mallarının bulunması muhtemel yerlerde keşif incelemesine başvurulabilmektedir. Terekeye dahil olduğu tespit edilen malların değerinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesine gerek duyulur. Bu sırada tarafların da terekeye dahil olan mallar hususunda delil göstermesi ve beyanda bulunması mümkündür. Tarafların bu konudaki beyanları da mahkeme tarafından dikkate alınacaktır.

Terekedeki malların tespitinde özellikle taşınmazlar gerektiğinde de taşınır mallarda yetkili -örneğin Tapu Müdürlüğü- kurumlara başvurulur. Bu şekilde tespit edilen aktiflerin yanı sıra pasif değerler de terekede yer alır. Pasif değerlere örnek olarak miras bırakanın borçları verilebilir. Bunun tespiti için de Sosyal Güvenlik Kurumu, bankalar gibi kurum ve kuruluşlara başvurulur. Böylece miras bırakanın borçları tespit edilir.

Terekeye ilişkin aktif ve pasif değerler belirlendikten sonra net varlık belirlenmelidir. Bunun için de terekedeki aktif değerlerden pasif değerler indirilir. Net tereke belirlenir.

Terekenin Tespiti Davası Nedir?

Terekenin tespiti davası, Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Terekenin tespiti davası tereke mallarının korunması amacıyla açılır. Böylece terekedeki mallar ve değerleri tespit edilerek mirasçılara intikal sağlanabilecektir. Terekenin tespiti davasını atanmış mirasçılar da açabilmektedir. Açılan dava, çekişmesiz yargı işidir. Hukuki süreçte davalı bulunmamaktadır.

Tereke tespit davası, delil tespiti nitelindedir. Mahkeme tarafından belirlenen tereke değerleri, hak kayıplarından kaçınılması amacı ile deftere işlenir. Dava sürecinde terekeye ait mallar tespit edilir. Muhafaza edilemeyecek olan tereke malları satılarak değerleri belirlenir. Terekede yer alan mallar ayrıca ilgililerin beyanları ile de mahkemece tespit edilebilir. Getirilen deliller ışığında mahkemece araştırma yapılarak terekenin tespiti sağlanabilecektir. Dava sürecinde malların tespiti için resmi kurumlardan bilgi talebinde bulunulur. Miras bırakanın borçlularından sorumlu oldukları miktarlar öğrenilir. Bu şekilde tüm tereke değerlerinin tespiti yapılır. ( Yargıtay 8. HD. 2014/850 E. 2014/20512 K.)

Terekenin tespiti davası, miras bırakanın yerleşim yerindeki Sulh Hakimliği’nden talep edilecektir. Talep sonucunda tereke belirlenerek mirasçıların mal varlığı korunmuş olur. Aynı şekilde hak kaybına uğramadan tereke malları hak sahiplerine geçecektir. Bu davadaki yetki kuralı kamu düzenine ilişkindir. Dolayısıyla murisin yerleşim yeri dışında açılan davalar usulden reddedilmesi sonucunu doğurabilecektir. ( BAM 1.HD. 2017/30 E. 2017/62 K. ) Miras bırakanın yerleşim yeri dışında vefat etmesi mümkündür. Bu durumda vefat ettiği yerin sulh hakimi, ölümü yerleşim yerindeki sulh hakimine bildirir. Bu arada vefat edilen yerdeki malların korunması için gerekli önlemleri o yerin sulh hakimi alır. Tereke sürecine ilişkin dosya ve vasiyetnameyi ölenin yerleşim yeri hakimine gönderir. (Yargıtay 14. HD. 2016/10439 E. 2016/9560 K.)

Terekenin Tespiti Davası Neden Açılır?

Terekenin tespiti davasının temel açılma sebebi, tereke mallarının korunmasını sağlamaktır. Miras bırakanın ölümü ile mirası kazanan mirasçılar, paylaşım anına kadar terekenin tespitini talep edebilirler. Böylece mahkeme tarafından gerekli araştırmalar yapılarak murisin malvarlığı tespit edilmiş olur. Genellikle terekede yer alan malların fazlalığı durumunda bu dava açılabilir. Aynı şekilde mirasçılar arasındaki anlaşmazlık veya malların bilinememesi durumunda da dava açılmaktadır.

Terekenin tespiti davasında terekedeki mal varlığı unsurları bir mirasçıya teslim edilebilir. Bu mirasçı, yediemin sıfatını taşır. Terekenin tespiti davası, terekeye ilişkin malları koruma amacına yöneldiğinden mirasçılardan birine teslim imkanı da getirilmiştir. Bununla beraber bu imkanın kullanılabilmesi için mirasçılarının tamamının onayı alınmalıdır. Aynı şekilde tüm mirasçıların onayı olmaksızın tereke paylaşım sonucu içeren kararlar verilemeyecektir. Usulüne uyulmadan emanet hesabına alınan mal varlığı unsurları terekeye dahil olmadığından her mirasçı istihkak davası açabilecektir. Bu dava başarıyla sonuçlanırsa her mirasçı söz konusu mal varlığı unsurunun kendine teslimini isteyecektir. (Yargıtay 8. HD. 2014/850 E. 2014/20512 K.)

Terekenin Tespiti Davasında Neler Talep Edilir?

Terekenin tespiti davası, tereke değerlerinin korunmasına ilişkindir. Bu sebeple terekeyi koruma önlemlerine ilişkin talepler mahkemeye yöneltilebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesinde düzenlendiği üzere tereke ile ilgili önlemleri mahkeme kendiliğinden almaya da yetkilidir. Terekenin tespiti davasında genel itibariyle,

  • Terekedeki mal ve hakların yazımı,
  • Terekenin mühürlenmesi,
  • Terekenin yönetilmesi,
  • Vasiyetnamelerin açılması,

Talep edilebilir. Bahsedilen önlemleri yukarı da belirtildiği üzere mahkeme kendiliğinden alabilir. Aynı şekilde ilgililer de bu önlemlerin alınmasını talep edebilecektir.

Terekenin tespiti davasında mirasçılar esas itibarıyla terekenin mal varlığı ile ilgili bilgi isteyecektir. Bunun üzerine mahkeme kendiliğinden,

  • Bankalar,
  • Tapu Müdürlüğü,
  • Trafik Tescil Müdürlüğü,
  • Ticaret Sicil Müdürlüğü,
  • İlgili kolluk birimleri,
  • Sosyal Güvenlik Kurumu,

Gibi kurumlara yazı yazarak tereke hakkında bilgi toplamalıdır. Bunların yanı sıra keşif ve bilirkişi incelemeleri ile de terekenin mevcudiyetini belirlemelidir. Mahkemenin hareketsiz kaldığı durumlarda mirasçılar da bu taleplerde bulunabilirler.

Terekenin Tespiti Davası Hangi Durumlarda Açılır?

Tereke tespiti davası, terekedeki değerlerin paylaşım sebebiyle korunması amacıyla açılır. Kanun gereği mirası iktisap eden mirasçılar terekenin eksiksiz bir şekilde tespitini talep ederler. Mirasın paylaşımına kadar bu davayı açarak tereke hakkında doğru bilgi sahibi olurlar. Böylece miras bırakanın ölüm anındaki durumunu öğrenme imkanı elde ederler. Terekede bulunan mal ve hakları tespit ettirirler. (Yargıtay 14.HD. 2016/527 E. 2018/5514 K.) Tereke tespiti davası genellikle,

  • Terekede bulunan değerlerin nicelik ve nitelik itibariyle hesaplanamaz veya öngörülemez oluşu,
  • Terekedeki değerler konusunda mirasçılar arasında uyuşmazlıkların ortaya çıkması,
  • Terekedeki malların birtakım mirasçılar tarafından kaçırıldığına veya gizlendiğine ilişkin şüpheler bulunması,

Hallerinde açılır. Terekenin tedbir amaçlı tespit talebi herhangi bir süreye tabi değildir. Dolayısıyla terekeye ilişkin bilgi talebi durumlarında her zaman istenebilir. (Yargıtay 2. HD. 2006/10100 E. 2006/18602 K.- Yargıtay 2.HD. 2009/18886 E. 2010/21144 K.)

Mirasçıların talepleri veya mahkeme kararı sonucu yapılan tespit işleminde dikkat edilmesi gereken hususlar bulunur. Tespit edilen malların terekeye ait olduğu tespit edilmeyenlerin ise terekeye ait olmadığı sonucu çıkarılmamalıdır. Davada verilen tespit hükmü bu hususa ilişkin değildir. Aynı şekilde mirasçılar tespit edilenlere onay vermiş veya bunları benimsemiş olabilirler. Bu husus tespit edilmeyen borçlara ilişkin sorumluluklarını sona erdirmez. Dolayısıyla tespit edilmemiş alacaklara ilişkin talep hakları da sona ermez. Mahkeme tespiti sonucundaki tereke değerleri mirasçılar tarafından ihtilaf konusu yapılabilir. (Yargıtay 14. HD. 2016/527 E. 2018/5514 K.)

Terekenin Tespiti Davası Sonucunda Ne Elde Edilir?

Tereke tespit davası sonucunda terekede hangi mal varlığı unsurlarının yer aldığı öğrenilmiş olur. Böylece mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile kendilerine geçen hak, alacak ve borçlar hakkında bilgi sahibi olurlar. Terekenin tespiti davası için mirasçılardan herhangi biri istemde bulunabilir. Bununla birlikte yapılacak olan tespitten tüm mirasçılar yararlanacaktır. Bu husus Bölge Adliye Mahkemesi’nin bir kararına da konu edilmiştir. Kararda davada taraf olmayan mirasçıların da usulüne uygun olarak taraf olmalarının sağlanması gerektiği belirtilmiştir. (17. HD. 2018/1016 E. 2020/411 K.) Dolayısıyla dava sonucu elde edilecek terekeye ilişkin bilgilerden tüm mirasçılar yararlanabilecektir.

Tereke tespit davasında tereke değerleri tespit edilerek koruma altına alınacaktır. Terekenin koruma altına alınmasında defter tutma ve mühürleme yöntemleri de kullanılmaktadır. Defter tutma, terekeye ait olduğu belirlenen malların deftere geçirilmesini ifade eder. Mühürleme ise terekeyi koruyan bir diğer yöntemdir. Tereke alacaklılarının istemi üzerine yapılır. Tereke mallarının yazımdan önce veya sonra mühürlenmesi söz konusudur. Alacaklıya güvence gösterilirse mühürleme yapılmayacaktır.

Tereke tespit davası ile terekedeki mal varlıklarının dava sürecinde ne durumda olduğu öğrenilmiş olacaktır. Mirasçıların bilgisi dahilinde olmayan gelirler de bu anlamda terekede yer alıyor olabilir.  Örneğin terekedeki bir taşınmazın ayrıca kira gelirine sahip olması mümkündür. Bu durumda taşınmaz terekede yer almakla birlikte kira geliri de terekeye dahil sayılmalıdır. Yargıtay da taşınmaza ilişkin kira gelirinin terekeye dahil edilmesi gerektiğini belirtmiştir. ( 8.HD. 2013/9326 E. 2014/6450 K.)

Terekenin Tespiti Davası Harç ve Masrafları

Terekenin tespiti davası giderlerine ilişkin hüküm Türk Medeni Kanunu’nun 589/3. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemede terekeye ilişkin önlemlerdeki giderlerin kimden tahsil edileceği belirtilmiştir. Buna göre talep üzerine önleme karar verilirse giderler ileride terekeden alınmak üzere başvuran kişiden tahsil edilir. Terekeye ilişkin önlemlere hakimin kendiliğinden de karar verilebilmektedir. Resen harekete geçildiği hallerde ise giderler devlet tarafından karşılanacaktır.

Tereke tespit davası için harç ve masraflar alınmaktadır. Bu giderler, süreçteki bilirkişi incelemesi, raporlar gibi hususlar için alınır. Miktarları her yıl yeniden değerlenerek belirlenir. Giderler, başvuran kişi tarafından ödenmektedir. Terekenin tespiti, çekişmesiz yargı işidir. Süreçte davalı taraf bulunmamaktadır. Bu sebeple hukuki sürecin sonunda dava giderleri karşı tarafa yükletilemez.

Miras Avukatı Merve KOLMAN, mirasın etkili bir şekilde yönetimi ve idaresine odaklanarak bunların duyarlılıkla ve hızlı bir şekilde ele alınmasını sağlar. Birisi vefat ettiğinde, vasiyetin paydaşları veya vasiyet yoksa bir sonraki derece yakını önemli görevlere sahiptir. Süreçte sizi yönlendirmekte size yardımcı olabiliriz.

İzmir Araç Değer Kaybı Avukatı, Trafik Kazası Tazminat Avukatı, İzmir Boşanma Avukatı, İzmir Miras Avukatı, İzmir İş Hukuku Avukatı, İzmir İdare Avukatı, İzmir Tapu Avukatı, İzmir Kira Avukatı

Avukat İhtiyacınız Mı Var?

Hukuki destek için Avukat Merve Kolman'a ulaşın.

Tereke Tespiti Davası Hakkında Merak Edilenler

Sıkça Sorulan Sorular

Terekenin tespiti davası, iş yükü ve terekede yer alan mal varlıklarına göre değişir. Terekede aktif ve pasif değerlerin yoğunluğu söz konusu ise uzun bir inceleme süreci gerekir. Mahkeme tarafından ilgili kurumlara yazılar yazılarak bilgi sahibi olunacak ve değerler terekeye dahil edilecektir.

Terekenin tespiti davasında davacı genellikle tereke hakkında bilgi sahibi olmak isteyen mirasçılardır. Mirasçıların yasal veya atanmış mirasçı olması önem arz etmez. Aynı şekilde birlikte açma zorunlulukları da bulunmaz. Mirasçıların yanı sıra hukuki yararı bulunan muris ve mirasçı alacaklıları da bu davayı açabilir.

Terekenin tespiti davası, çekişmesiz yargı işidir. Bu sebeple davacı yerine “ilgili” terimi kullanılmalıdır. Hukuki süreçte çekişme bulunmadığından davalı taraf da bulunmamaktadır.

Terekenin tespiti davasında Sulh Hukuk Mahkemesi görevli kılınmıştır. Davada yetkili mahkeme ise murisin yerleşim yeri mahkemesidir.

Murisin terekedeki mallarının tespiti için mahkeme tarafından ilgili kurum ve kuruluşlara yazı yazılır. Murisin bankadaki parasının tespiti için de mahkeme, bankaya başvuracaktır.